Perşembe, Mart 29

Hu huuuu komsu...

Demokrasinin dogdugu topraklar ya da tanrilarin evi olarak bilinen Atina'daydik birkac gunlugune de olsa.. Benim en cok etkilendigim olay; turk ve yunanlilarin birbirine her anlamda bu kadar benziyor olmasiydi.. Gercekten biraraya koysan sanki tek bir ulus gibi.. Acaba ayni sey iraklilarla ya da bulgarlarla da hissediliyor mu merak ettim dogrusu.. Karagozden, tesbihe; butun turistik esya satan dukkanlarin onlerinden sarkan nazar boncuklarindan sarmaya, kofteye, caciga; tavladan sasirma unlemlerine kadar hemen hemen hersey bildik tanidik seylerdi, bize yakindi.. Bruksele geri donerken ucaktan el salladim izmir semalarina..
(eski zamanlarda bulunan kazilara dayanarak atinanin genel gorunumu)

Atina'ya gitmeden once Belcika'da oturma izni olan insanlar olarak vize ya da baska birseyle ugrasmadik. Biletimizi bulduk (virgin express) ve direk bir ucusla solugu Atina'da aldik. Atina havaalani benim bekledigimden cok daha kucuktu. Havaalanindan sehir merkezine ulasim bir metro yolculugu (metro line 3 - 45 dakika-tek kisi tek yon 6 euro, 30 dakikada bir) ile saglaniyor. Sehir merkezinden havaalanina gelen metrolar uzerinde ucak isareti var, cunku ayni hatta calisan butun araclar havaalanina kadar gitmiyor, donuste aklinizda bulunsun.. Saatleri ve alternatif ulasim araclari icin suraya bakabilirsiniz. Ayrica metro hakkinda da hazir yeri gelmisken birkac ufak detay; atinadaki metro insasina surekli ara verilmek zorunda kalinmis cunku sehrin neresini kazsaniz altindan tarih cikiyormus. her yerde kalintilara raslamak mumkun. ama isin guzelligi cikan esyalari metro istasyonlarinda sergiliyorlar (ozellikle Syntagma metro istasyonunda cok eser varmis) ama okudugum bazi turist yorumlari bunlar gercek degil de reproduksiyon oldugunu yaziyordu, o yuzden cok emin degilim dogrusu.


Metronun sehir merkezindeki son duragi Monastiraki.. Monastiraki zamaninda bit pazari olarak kullaniliyormus, gerci simdi de durum cok farkli degil bence. Ikinci el esya bulmak oldukca kolay. Meydanin cevresinde de turistik dukkanlar bulmak mumkun. Hemen hemen hepsi ayni seyleri satiyor (her yerde oldugu gibi) ve bazi yerlerdeki fiyatlar asiri ucuk. O yuzden birsey almadan once mutlaka birkac yere bakin derim ben.. bir de tabi turkiyedeki gibi pazarlik burada da ise yariyor.. yontemleri anlatmaya gerek yok sanirim :) Monastiriki meydaninda bir de eski bir cami bulunuyor. Benim gordugum iki camiden biriydi bu. Bana cok bakimsiz geldi camiler, resmen harabe gibi, pek kullanildigini da sanmiyorum simdilerde..


Bizim ilk gunki gezi planimiz sabah 4.30 da evden cikmamla baslayan yolculuguma ragmen oldukca yogundu.. Ilk gunun verdigi heyecanla epey yuruduk. Once Syntagma meydani ile basladik. Haberlerde ya da Yabanci Damat'da cok gosterilen Parlament binasinin bulundugu meydan burasi.. Binanin onunde mechul askerin mezari basinda bekleyen askerler var. Bunlarin degisim toreni izlemeye deger. yuruyusleri oldukca degisik (ve bence komik). Insanin ilk aklina gelen bu ponponlarla dusmana karsi nasil savasilir sorusu..


Binanin arkasi ise tamamen ulusal parkla cevrilmis durumda.. Burasi ile ilgili okudugum ilginc seylerden biri Kral Alexander'in burada bir maymun tarafindan isirilmis olmasi ve bu nedenle de Yunanlilarin Izmir'den cekilmek zorunda kalmasi.. Entresan iliski kurmuslar, wikipedia'dan okuyabilirsiniz detayli.. Bu arada park alman bir cevre duzenlemesicisi tarafindan Kralice Amalia zamaninda 1840larda yapilmis. Bahcenin alt tarafindan ciktiginizda yarim ay seklindeki Zappeion binasinin arkasinda bulunmus oluyorsunuz. Bu da sergi ve konferans sarayi.. Ayrica modern olimpiyatlarin yapildigi stada oldukca yakin oldugu icin olimpiyat zamanlarinda olimpiyat koyu olarak da kullanilmis.

(Zappeion)
Atina gezisinde etkilendigim seylerden biri de butun sehri saran mandalina agaclari idi.. Bir de meyve vermisler, yesiller arasindan cikan portakal renginin verdigi guzellik anlatilmaz.. gercekten sehri daha bir sempatik yapmis.. yesillik gordugumuz yerde mutlaka mandalina agaci da gorduk. Ulusal parkin icinde bir de hayvanat bahcesi(!) vardi. Ama cok birsey beklemeyin, bizim gulhane parkindan hallice.. Uc tavuskusu, 5 tavuk, 2 horoz, 3 kaz seklindeydi.. degisik kus turlerinin oldugu buyuk de bir kafes vardi parkin icinde..

Sehirdeki gormeye deger yapilardan biri Panathinaiko (ya da Kallimarmaron) stadi.. Kallimarmaron deniliyor cunku tamamen mermerden insa edilmis.. Hatta dunya ustunde tamamen mermerden yapilmis tek stadyum. zaten sehirde mermer o kadar cok her yerde kullanilmis ki, insan inanamiyor.. sanki cakil tasi.. tabi sehirdeki tepelerden biri mermer kaynagi olunca boyle oluyor demek ki. Yapimi 1895te tamamlanmis ve ilk modern olimpiyatlara ev sahipligi yapmis bu stad. Bir de stada cok yakin baskanlik residansi var ama iceri girmek mumkun olmadigi icin bahcesinin onunden gecmek de cok birsey kazandirmiyor insana. Residansa cok yakin, cok guzel bir binada Turk konsoloslugu var, binanin stratejik onemi ve guzelligi dikkat cekiciydi.


O gun ayrica Akropolisin eteklerinde kalan Anafiotika bolgesini gezdik.. Sanirim sehrin kalabligindan gurultusunden kacilabilecek en guzel yerdi.. Pufur pufur esen, dar sokaklari ile insana zamanda yolculuga goturen bir bolgesi burasi Atinanın.. Hani Yunanistan tanitim brosurlerinde falan gordugumuz beyaz mavi boyali kup kup evler vardir ya.. onlari gordugumuz tek alan burasiydi sanirim.. Bir adadan buraya goc edenler tarafindan insa edilmis oldugu icin adadaki havayi buraya yansitmak istemisler..

Ayni gun otelimize donerken yolumuzun ustunde olan Athens Universitesinin cok cok guzel binasinda ogrenci eylemi vardi.. Gayet kendi kendilerine eglenir duruyorlardi. Polis binanin etrafini kapatmis, iceride eylem yapan ogrencilere ilismiyorlardi. Binanin tepesindeki yunan bayragi yerine de bir kirmizi bayrak asilmisti.

Hemen binanin yaninda da asagidaki resimde gorunen merkez kutuphane bulunuyor..

(Devami sonra...)

Çarşamba, Mart 28

11 kisi 3 gun 4 gece


olay cok ciddi. 11 kisi kendilerini bir bilinmeze atmak uzereler.
sadece 10 gun kaldi.
3 gun 4 gece boyunca yuruyus, acik hava, oyunlar, yiyecekler...
keyifli bir hazirlik surmekte. devrime alisveris ve tasima isleri verildi.
devrim genc ve guclu bir yigit. turkiyenin karli daglarindan yeni getirildi.
baska bir yagiz genc kredi kartini feda ederek harcamalari yapti. omerden baskasi degil bu ! kendisi zannediyor ki bizler odemeyi vaktinde yapicaz...
ozkan ve tolga cengaverleri alisveris listesini yaptilar. tabi once menuden baslandi. 4 geceyi bilmem ama 3 gun boyunca sucuklu sandvic yenilecegi kesinlesti. macar seferinden hasta ve yarali donen bendeniz is olsun diye oyun ve calgi aletlerini toparlama ve tasima gorevini ustlendim. ikizlerde tabu vardi; bu hafta sonu zeynolarin tasinmasina yardim ederken bulusucaz - isteyim de getirsinler...
grubun kizlarina bir rehavet cokmus durumda; tik yok.
hele o iki cin kiz evren ve gulsah bir heyecanla bu siteyi kurdular. nerede yazilar ve taahhutler ?
sorarim size ey BGBF (birgezibirfikir) uyeleri; nerede kizlar ? (cemodan da ses yok??)

10 gun sonra
11 kisi
3 gun
4 gece
Allahim cok heyecanli, dayanamiycam ! korku filmi gibi

Çarşamba, Mart 21

İlk denemeler


Bloğumuz birbirimize fikir ve tavsiyeler vermek ve bunu bahane ederek yeni yerler gezip görmek için bir araç olur belki de...

Bir Gezi yayin hayatina baslamistir :)